Turkce-Alem
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

HER YAĞMURDA [Mc_StyleT]

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
Yazar Mesaj
Mc_StyleTSitemize Hoş Geldiniz Bol Eğlenceler
Deneme ModeratörDeneme Moderatör
Mc_StyleT
¦ÜYENİN BİLGİLERݦ
Cinsiyet: Erkek
Yaş : 31
Nerden : Ankara
Kayıt tarihi : 08/03/09
Mesaj Sayısı : 115
Rep Puanı: 1115
HER YAĞMURDA [Mc_StyleT] Vide
MesajKonu: HER YAĞMURDA [Mc_StyleT] HER YAĞMURDA [Mc_StyleT] EmptyPaz Mart 08, 2009 12:50 pm

HER YAĞMURDA

‘’Babam Derviş Ahmet’in manevi şahsına ithaf’’

Terzi Yaşar’a grili kırmızılı pijama diktirdin o gün. Benim içindi. Köyden Hacı Bayram Kavşağı’na kadar hep aynı şeyi tekrarladın:
—Okuyun oğlum, okuyun da kurtulun. Sonra da beni kurtarın bu köyden.
İkimizin ayağında da kara lastikler vardı. Seninkinin sol teki yamalıydı. Otobüste dudakların mırıl mırıldı. Biliyordum benim için dualar ediyordun. Bayat bağları belli belirsiz görününce –Aha burda okuyacaan oğlum, dedin. Büyük adam olacaan inşallah… Ben ise bunları hiç duymuyordum o sırada. Annemi, Musa’yı, Hüseyin’i ve evimizi düşünüyordum. Avucumun içinden daha iyi tanıdığım iki katlı kerpiç evimiz benimle yaşıttı, bunu sıkça hatırlatırdın hani. İkinci kata çıkan çam kokulu merdivenlerin gözlerine bilyelerimi saklamıştım. Onları yanıma almadığıma çok pişman oldum otobüste. Başka oyuncağım yoktu, biliyorsun.
Bayat’ı hiç sevmedim baba. İskilip’e benzemiyordu hiç. Parkı küçüktü, ortasında havuz da tavus kuşu da yoktu. Bizim köy bile güzeldi buradan.
Buğday pazarının ara sokaklarında , -acıktın mı oğlum, dedin. –Cık, dedim hayır anlamında başımı yukarı doğru sallarken. Aslında açtım ama küskündüm sana. Küskündüm çünkü eteklerine sıkı sıkıya tutunduğum halde annemi getirmedin Bayat’a.
Dışı kararmış kavaktan yapılma domates kasalarına oturduk. Helva, ekmek ve üzüm yedik. O üzümler ne tatlıydı öyle! Yerken hiç konuşmadık. Yüzüme bakmıyordun, dalgındın. Belli ki gün yanığı yanaklarımdan süzülen çocuk gözyaşlarımı görmek istemiyordun. Kaşların çatık, gözlerin kısıktı. Lokmalar tek tek benim boğazımda düğümlenirken, sen İştahla yiyor gibiydin. Öğle ezanı başlayınca camiye koştun. Ben tembihlediğin gibi avluda bekledim seni. Ve seni beklerken içimden kopup gelen akortsuz ağlamalara teslim oldum. Doya doya, bağıra bağıra ağladım. Belki çorak yaşlarla bezenmiş yüzümü görünce beni yatılı okula vermekten vazgeçerdin. Hiç öyle olmadı oysa. İkinci sırada camiden çıkınca yüzüme tükürür gibi konuştun. –Ben okuyamadım oğlum. Onun için işte bu eller bir değnek tutmayı bilir bir de kara sabanı. Ne var köyde? Diye başlayan ve devamını duyamadığım uzunca bir nutuk çektin. Bir kaç cemaat seyretti bizi. Onları görmüyordun hiç. Ve yalvarırcasına –Osman’ım, oğul Osman’ım, şu Allah vergisi kafanın kıymetini bil oğlum. Köye istediğin zaman gene gelirsin, hadi göreyim seni, dedin. Birden, içimde yumaklanmış köyden ayrılma üzüntüsü dağılıverdi. İçimden –Tamam baba, okuycam, söz veriyorum sana, dedim. Kocaman bir adam oldum sanki. Sanki içimden geçenleri duymuşsun gibi avuçları çatlak, kalın damarlı ellerinle yanaklarımdan tutup beni terli bağrına çektin. Sarıldın bana baba. Öyle sarıldın ki, bizi seyredenler benden başka yedi çocuğunun daha olduğuna inanamazlardı. Çok sevindim bu sarılışına. Bunlara alıştırmamıştın.





Elimden sıkıca tutarak bir dükkâna götürdün beni. Lacivert ceket, gri pantolon ve mavi gömlek aldın. Kravatı da bana seçtirdin hep heves ederdim bunu boynuma takmaya. Yeleğinin cebindeki para tomarı, oradan çıktığımızda epey azalmıştı. Sonra gıcırtısına bayıldığım bağcıklı iskarpin aldın. Ancak o zaman anladım kara lastiğin içindeki ayaklarımın katranlaştığını.
Tam çanta aldığımız dükkândan çıkmıştık ki yağmur bastırdı. Yağmur değil tufandı mübarek. –Oğlum, biraz kıvrak yürü, rahmet çok sıkı, dedin. Gerçekten aniden başlayan yağmur, aramızda duman rengi bir duvar oluşturmuştu.
Okulun hemen karşısındaki yurda girince, içim iyice yandı baba. Artık anlamıştım bırakıp gidecektin beni. Ve kim bilir ne zaman görecektim seni, anamı, Musa’yı; hele hele küçük kardeşim Hüseyin’i… Gözyaşlarımı kontrol edemedim. İstemeden akıyordu. Bunu görünce (kızar gibi yaparak) –Erkek adam ağlar mı yav, ayıp sana, dedin. Elini öpmeyi bile akıl edemedim ağlamaktan. Sonra baba, o yağmur kuşatması altında yavaş yavaş küçülerek gözden kayboldun. Bir ara arkana dönecek oldun ama dönmedin. Attığın her adım, beni bıraktığın bu yeni mekânda yalnızlığın azmanlığı altında örseliyordu. Bıraktığın elli lirayı müdür yardımcısından aldım. Parayı verirken – Osman, ne kadar kalender bir baban varmış, dedi. Kalender ne demekti, onu da bilmiyordum. Mutlaka iyi bir şey demekti.
Akşam yemeğini masada yedik. Benim tabağım da ayrıydı. Mercimek çorbası, patlıcan yemeği ve üzüm vardı. Bu üzümler birlikte yediklerimize benzemiyordu baba, başkaydı.
Kimseyle konuşmak istemedi canım. Ranzama oturdum. Yorganı tamamen örttüm üzerime. Kimseye belli etmeden ağladım gene. Ağlamaktan boğazlarım ağrıdı. Uyumuşum. Rüyamda hep sizi gördüm baba, hepinizi…
İçim hala yanıyor baba. En çok Hüseyin’den ayrıldığıma yanıyor içim. Dün Bayat’a gelmeden önce beni kızdırmıştı ben de vurmuştum. Elim kırılsaydı keşke, kopsaydı.


Yirmi dört sene geçti baba. Dediğini yaptım. Okudum. O köyden kurtuldum. Ama seni kurtaramadım. Gerçi sen istemedin bunu. —Ben başka yerlerde yapamam oğlum, yaşayamam, dedin.
Şimşekler çaktı az önce. Doludizgin yağmur yağdı. Seni hatırladım birden. Yağmura meydan okuyan babayiğit adımlarını hatırladım. Oturma odasındaki resminden başka dişe dokunur bir hatıran yok bende. On bir yıl önce –kendi usulüne göre- ‘’köyden kurtulurken’’ yoktum yanında. Mezarına iki hafta sonra gelebildim. Bayat’a da epeydir gitmiyorum.
Attığım her adımda çıkıyorsun karşıma. Nasihatlerin, kitaplardan fışkıran kelimeler gibi yaldızlaşıyor beynimde.
Ve yağmur hala yağıyor penceremin pervazını yalayarak. Hayır, gözlerimdeki damlaları yağmurlardan çalmadım. Senin kadar ‘’babayiğit’’ olamadım baba, gene ağlıyorum…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
BadboyTrSitemize Hoş Geldiniz Bol Eğlenceler

Yönetici
Yönetici
BadboyTr
¦ÜYENİN BİLGİLERݦ
Cinsiyet: Erkek
Yaş : 31
Nerden : Bandırma
Kayıt tarihi : 13/01/09
Mesaj Sayısı : 443
Rep Puanı: 1443
HER YAĞMURDA [Mc_StyleT] Vide
http://turkce-alem.eniyiforum.net
MesajKonu: Geri: HER YAĞMURDA [Mc_StyleT] HER YAĞMURDA [Mc_StyleT] EmptyPtsi Mart 09, 2009 11:23 pm

uzunmuş baya ama saol Very Happy
Sayfa başına dön Aşağa gitmek

HER YAĞMURDA [Mc_StyleT]

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Turkce-Alem :: Konu Dışı :: Öyküler -
Yeni bir forum kurmak | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar